|
|||||||||||
Turkish abstractTiroglossal kanal kistlerinin larengeal uzanımı nadir rastlanılan bir durumdur. Erişkin hastada laringeal uzanım gösteren tiroglossal kanal kisti olgusu sunuldu. Hastanın boynunun orta hattında, yaklaşık 6 cm çaplı, yutkunmakla vertikal hareket eden bir kitle saptandı. Kitlenin epiglotu posteriora doğru ittiği görüldü, bu nedenle hava yolunun daraldığı tespit edildi. Kist, hyoid kemiğin korpusu ile birlikte çıkarıldı. Patoloji sonucu tiroglossal duktus kisti olarak rapor edildi. Literatür bilgilerinin aksine hastada solunum sıkıntısı ve ses kısıklığı şikayeti mevcuttu. Sonuç olarak, tiroglossal kanal kistinin erişkinlerde de görülebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Larinksteki kitlelerde tiroglossal kanal kisti akılda tutulmalıdır. Bu nedenle larenksin diğer patolojileri düşünülerek ayırıcı tanı yapılmalı, operasyon sonrası histopatolojik inceleme yapılmalıdır.IntroductionTiroglossal duktus kisti (TDK), fetüste tiroidin dil kökünden boyundaki yerine inmesi esnasında tiroglossal duktustaki kısmi veya tam obliterasyon eksikliği sonucunda oluşur [1]. Konjenital boyun kitleleri içinde en sık görülenidir. Foramen çekumdan sternuma kadar olan bölgede herhangi bir lokalizasyonda görülebilir. Genel olarak hyoid kemiğin arkasından aşağıya inerse de, bu oluşumun önünden veya içinden de geçebilir [1]. TDK’ların %60.9’u infrahyoid, %24.1’i suprahyoid, %12.9’u suprasternal ve %2.1’i de intralingual yerleşimlidir; %90’ı orta hatta, %10’u ise boyun lateralindedir [2]. Genelde çocuklarda boyun orta hat kitlesi olarak ortaya çıkan tiroglossal kistler erişkinlerde de görülebilmektedir [3,4]. Tiroglossal kist yaygın olmasına rağmen tiroglossal kanal kistlerinin larengeal uzanımı nadir rastlanılan bir durumdur [3]. Kliniğimize başvuran ve yapılan araştırmalar sonucu larengeal uzanımı nadir görülen tiroglossal duktus kisti saptanan olguyu, larenksin diğer patolojileriyle karışabileceğinden ayırıcı tanıda göz önünde bulundurulması gerektiği düşünülerek literatür verileri eşliğinde sunduk. Case Report44 yaşında erkek hasta yaklaşık 2 ay önce ses kısıklığı ardından boyun orta hattında şişlik şikayeti son dönemlerde yatmakla solunum sıkıntısı olması nedeni ile kliniğimize başvurdu. Hastanın yapılan fizik muayenesinde boyun orta hatta yutkunmakla vertikal hareketli yaklaşık 6 cm çaplı kitlesel lezyon saptandı (şekil 1).
Yapılan endoskopik larenks muayenesinde kitlenin epiglotun anterior yüzeyinden, epiglotu posteriora doğru ittiği, bu nedenle hava yolunun daraldığı görüldü. Bilateral vallekulanın kitle nedeni ile dolgun olduğu görüldü. Hastaya yapılan boyun manyetik rezonans görüntülemesinde (MRG) hyoid kemik düzleminden başlayan, preepiglottik yağ planını oblitere eden anteriorda submandibular glandlar komşuluğunda orta hatta, derin cilt altına doğru ilerleyen, strep kasları, her iki tarafa doğru iten, tiroid kartilaj laminasında orta hatta defekt oluşturan ve yaklaşık glottik bölge komşuluğuna kadar anteriorda derin cilt altı yağ planında orta hatta devam eden, ventriküle belirgin bir uzanımı bulunmayan T1A sekanslarda hafif hiperintens, T2A sekanslarda hiperintens lobüle konturlu, yaklaşık 6x5.5x5cm. (TR-AP-KK) boyutlarda, intravenöz kontrast madde enjeksiyonu sonrasında belirgin kontrast tutulumu göstermeyen yoğun içerikli kistik lezyon izlenmiştir. Erişkin yaşta tiroglossal duktus kisti görülme sıklığı az olmakla birlikte lezyonun orta hatta yerleşimli olması ventrikül ile ilişkisinin net olarak ortaya konamaması nedeniyle tiroglossal duktus kisti ayırıcı tanıda öncelikle düşünüldü. Diffüzyon sekansında tanımlanan kistik lezyonda hafif diffüzyon kısıtlanması izlendi. Her iki tiroid lobu normal morfoloji ve sinyal intensitesinde izlenmekteydi. Hastanın ek hastalık olarak koroner arter hastalığı olması, 1 yıl önce by-pass öyküsü nedeni ile kardiolojiye danışıldı. Kardioloji ve anestezi kliniklerinin ve hastanın onamı ile genel anestezi altında Sistrunk operasyonu planlandı. Operasyonda kitlenin 6*5,5 cm boyutlarında ve süpüre içeriğe sahip olduğu tiroid kartilajın anterior duvarına yapışık ve bilateral tiroid kartilajın lateraline uzandığı görüldü. Tiroid kartilaj süperiorundan preepiglotik mesafeyi tamamen doldurduğu dikkati çekti (Şekil 2,3,4). Kist hyoid kemiğin korpusu ile birlikte çıkarıldı (Şekil 5). Patoloji sonucu tiroglossal duktus kisti ile uyumlu olarak rapor edildi.
DiscussionTiroglossal duktus kisti, embriyogenezis esnasında tiroidin foramen çekumdan erişkin lokalizasyonuna migrasyonu sırasında epiteliyal traktın kalıntılarının dilatasyon ve persistansından kaynaklanmaktadır [1-4]. Sıklıkla yaşamın ilk 10 yılında ortaya çıkmakla birlikte erişkinlerde de görülebilir ve genellikle her iki cinsiyette eşit oranda rastlanır [2]. Hastaların % 10 kadarında boyun orta hattın dışında ve bu grupta da ortalama % 95 oranında sol tarafta görülür [5]. Boyunda tek ağrısız, hareketli, düzgün yüzeyli, yumuşak, fluktuasyon veren ve dilin dışarı çıkarılması ile veya yutkunma ile yukarı aşağı hareket eden kitleler şeklinde karşımıza çıkarken dil kökünde lokalize olması durumunda büyüklüğüne göre solunum sıkıntısı, yutma güçlüğü yapabilir. Enfekte olursa ağrı ve ciltte hiperemi görülebilir [6]. Sintigrafi, ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi, magnetik rezonans görüntüleme yardımcı tetkiklerdir. Boyundaki kitle aberran tiroid dokusu olabileceğinden normal tiroid dokusu gelişmemiş olabilir [7]. Eskiden tiroid bezinin normal yerinde olduğunun saptanması için sintigrafi önerilmekle birlikte uzun süredir sadece ultrasonografi ile tiroid bezinin normal yerinde olduğunun tanımlanması önerilmekte ve yeterli görülmektedir. Görüntüleme yöntemleri boyutlarını ve çevre dokularla komşuluğunu belirlemede önemlidir [8]. Ayırıcı tanıda, dermoid kist, epidermoid kist, brankiyal kist, tiroid piramidal lob hiperplazisi ve kistleri, lipom, ektopik tiroid dokusu, lenfadenopati, sebase kistler, hamartoma, teratoma, primer veya metastatik neoplazmlar düşünülmelidir [9]. Olgumuzda hem yapılan kulak burun boğaz muayenesinde supraglottik alanda hava yolunu anteriordan posteriora doğru daraltan kitle görülmesi hem de yapılan görüntüleme yöntemlerinde intralerengeal kitle gözlenmesi üzerine diğer ayırıcı tanılar göz önünde bulunduruldu. Tiroglossal duktus kistlerinin % 1’inde malign dejenerasyon görülebilir. Malign olguların % 85 kadarını papiller karsinom oluşturmaktadır [5]. Hastamızın ileri yaş ve intralarengeal yerleşimli olması bu olasılığı da göz ardı etmememiz gerektiğini düşündürmüştür. Tiroglossal duktus kisti tedavisi cerrahi eksizyondur. Günümüzde sıklıkla Sistrunk ameliyatı yapılmaktadır. Bu ameliyatta kisti ve varsa fistül traktı takip edilip hyoid kemiğin gövdesi spesimene dahil edilir [10]. Tiroglossal kistin en önemli klinik bulgu ve etkileri boyunda kitle, nadiren horlama, dispne ve disfaji olabilir. Disseksiyon esnasında özellikle tiroid kartilaj olmak üzere larengeal yapıların destrükte olduğu görülebilir [5]. Brousseau, erişkinlerin çocuklardan daha sık olarak kitle, enfeksiyon, boğaz ağrısı, ses kısıklığı, fistül ve disfaji ile başvurduğunu çocuklarda ise dispne şikayetinin erişkine göre daha sık olduğunu belirtmektedir [11]. Olgumuzda boyunda kitle dışında, literatür bilgilerinin aksine erişkin hastada solunum sıkıntısı ve ses kısıklığı şikayeti mevcuttu. Tiroglassal kistin larengeal uzanımı oldukça nadir görülen bir durumdur ve neredeyse tamamı erişkinlerde ve supraglottik kitle olarak gözlenir. Kistin larengeal uzanımı malign transformasyon sonucu da görülebilmesine rağmen normal benign tiroglossal kistte de olması muhtemeldir. Tiroglossal kistin larengeal uzanımının uzun bir dönem boyunca devam eden masif büyümenin sonucu olduğu düşünülmektedir [5]. İntralaringeal uzanımı genellikle supraglottik alanda görülmektedir. Nicollas ve ark. intralarengeal kistlerde marsupalizasyonun rekürrense neden olacağını ve Sistrunk operasyonundan vazgeçilmemesi gerektiğini vurgulamışlardır [3]. Özellikle ses kısıklığı, nefes darlığı ve disfaji olan hastaların intralarengeal uzanım açısından dikkatle incelenmesi gerekir [4,5]. Ayrıca ileri yaşlarda görülen intralarengeal ve prelarengeal tiroglossal kistlerin larenks maliniteleri ile ayrırıcı tanısının yapılması gereklidir [12]. Cerrahi sırasında larengeal yapılardan ayırırken havayoluna özellikle dikkat edilmesi gereklidir. Olgumuzda operasyon sonucunda larengoskopi yapılarak hava yolunun açık olup olmadığı incelendi. Ameliyat sonrası hava yolunun açıldığı ve cerrahi alanla hava yolu arasında bir fistül olmadığı görüldü, Havayolunun güvende olduğundan emin olunduktan sonra ekstübe edildi. Hastanın ameliyat sonrası ses kısıklığı ve solunum sıkıntısı şikayeti düzeldi. Postoperatif histopatolojisi tiroglossal kanal kisti ile uyumlu olarak raporlandı. Sonuç olarak, tiroglossal kanal kistinin çocuklarda en sık görülen konjenital boyun kitlesi olmasının yanında erişkinlerde de görülebileceği göz önünde bulundurulmalıdır. Larinksteki kitlelerde tiroglossal duktus kisti de akılda tutulmalı ve bu nedenle larenksin diğer patolojileri ile ayırıcı tanıya gidilmeli, operasyon sonrası histopatolojik inceleme ile tanı kesinleştirilmelidir. Bu arada opere edilmiş tiroglossal kistlerde zaman içerisinde kanser gelişimi olabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. References
|
|||||||||||
Keywords : Tiroglossal kist , Kistler , Boyun tümörleri |
|