|
|||||||||
Turkish abstractLipom insan vücudunun mezenkimal kaynaklı en sık neoplazmı olarakkarsımıza çıkmaktadır. Asemptomatik olmaları nedeniyle nadiren de olsa dev boyutlara ulaşabilirler.Ayırıcı tanısında birçok bening ve malign tümörler bulunur. Kitlenin total eksizyonu tercih edilen tedavi modalitesidir. Lipomların %15’ ten azı baş boyun bölgesi yerleşimlidir. Baş boyun yerleşiminde, sıklıkla posterior servikal üçgende prezente oldukları görülür. Bu olgumuzda supraklaviküler bölgede OSAS şikayetkleri oluşturan dev lipomdan bahsettik ve literatür taraması yaptık. IntroductionLipomlar vücudun her yerinde sık olarak saptanabilen mezenkimal tümörlerdir. Sıklığı 0,01 ile 0,002 arasında değişkenlik gösterirler [1]. Genellikle asemptomatik olan lipomlar zaman içerisinde çok büyük boyutlara ulaşabilirler ve kitle etkisi ile semptom verebilirler. Bu vakamızda yaklaşık 15 cm boyuta ulaşan ve hastada OSAS, kitle etkisi ile sinir parezisi yapan bir lipom sunmak istiyoruz. Case Report37 yaşında erkek hasta sağ supraklaviküler bölgede olan şişlik, geceleri uyku apnesi, sağ kolda ağırlık hissi ve sağ kolda uyuşukluk hissi şikayeti ile polikliniğe başvurdu. Yaklaşık 7-8 yıldır şişliğin olduğunu ve son zamanlarda büyümeye başladığını söyledi. Son aylarda sağ kolda güçsüzlük hissettiğini, geceleri uyku apnesi ve dispne sebebiyle rahat nefes alamadığını belirtti. Hastanın ek hastalığı ve sürekli kullandığı düzenli bir ilacı yoktu. Hastanın kontrastlı boyun tomografisinde “Sağ supraklavikuler bölgede süperiorda posterior servikal üçgene doğru uzanan ve posteriorda trapezius kası ile sınırlanan aksiyel boyutları en geniş yerinde yaklaşık 8,5x6,5 cm ölçülen yağ dansitesinde lipom ile uyumlu kitle dikkati çekmiştir. Tariflenen kitlenin anteriorunda eksternal juguler ven seyir göstermekte ve anteriora doğru itilmiş görünümdedir.” raporlanmıştı. Hastanın kontrastlı MRI raporunda “Boyun sağ yarımında supraklaviküler bölgede, en geniş yerinde yaklaşık 110x67x70 mm boyutlata ulaşan, T1 ve T2 hiperintens, yağ baskılı incelemede belirgin baskılanma gösteren, geniş boyutlarda lezyon dikkati çekmiştir (lipom?). Post kontrastlı incelemede tanımlanan lezyonda belirgin kontrastlanma izlenmemiştir.” şeklinde raporlanmıştı.
Hastanın kitlesinden İİAB alındı. “Yaymalarda az sayıda endotelyal hücre ve lenfositler izlenmiştir. Materyal tanı için yetersizdir.” Raporlanmıştı. Hasta opere edildi. Kitlenin posteriorda trapezius kası üzerine oturduğu, inferiorda brakiyal pleksusa, frenik sinire ve subklavian arter ve vene bası yaptığı gözlendi. Dikkatli diseksiyon ile komplikasyonsuz işleme son verildi.
İncelenen Patoloji Spesmeni 13x8x4,5cm ölçülerinde sarı-kahverengi etrafı çoğu alanda kapsüle yağ bağ dokudan oluşan materyaldir. Kesiti homojen sarı renkli olup yer yer damar yapıları içermektedir. Ayrıca kutu içerisinde 5,5x4x2cm ölçülerinde gri-kahverengi fibroadipöz doku izlenmiştir. İntramüsküler Lipom olarak patoloji tarafından raporlanmıştır. DiscussionLipomlar en sık karşılaşılan mezenkimal tümörlerdir ve mezenkimal tümörlerin %6 sını oluşturur. Lipomların yaklaşık %25 i baş boyu bölgesinde yerleşimlidir [1]. Histopatolojik olarak ince kapsülle çevrelenmiş matür yağ lobüllerinden oluşurlar. Sıklıkla subkutan dokuda yerleşir ve çevre dokulara infiltrasyon göstermez. Yüzeyel ve basit lipomlar sıklıkla yıllar içinde yavaş şekilde büyür ve çok nadiren büyük boyutlara ulaşabilir [2]. Hastalar en çok uzun yıllardır bulunan yumuşak kıvamda şişlik şikâyeti ile başvururlar. Lezyonlar %5-15 insanda multiple olabilir. Genellikle 5.6. dekadda oluşurlar. Lipomlar daha çok obez insanlarda gözlenir ve kilo alımı ile boyutları artabilir. Fakat kilo vermeyle boyutlarında küçülme gözlenmemiştir [3]. Lipomlar yavaş büyüyen kitleler olup genellikle büyük olana kadar fark edilmezler. Dev lipomlar komşu yapılara bası yapabilir ve semptomatik hale gelebilir [4]. Dev lipomların ayırıcısı tanısında tüm lipomatöz lezyonlarda olduğu gibi hemanjiyom, epidermoid kist, yaygın lipoblastomatozis gibi benign patolojiler yanında; liposarkom, malign fibröz histiositom gibi malign patolojiler de göz önünde bulundurulmalıdır[5]. Yerleşim yeri olarak genellikle sırt, omuz ve abdomende görülür. Baş boyun yerleşiminde, sıklıkla posterior servikal üçgende oldukları görülür. Daha nadir olarak anterior boyun, oral kavite, parotid gland, infratemporal fossada ve bukkal ve parafarengeal retrofarengeal bölgede görülmektedirler [6-8]. Etiyolojisi kesin bilinmemekle birlikte obezite, hiperlipidemi ve diyabetus mellitus durumlarında insidansı artmıştır. Bizim hastamızda bu hastalıklar yoktu. Ayrıca genetik olarak özellikle 12. kromozom translokasyon ve delesyonu suçlanmaktadır [9]. Subkutan dokudaki mezankimal öncü hücrelerin yağ hücrelerine dönüşümü sırasında ko insidental travmaya sekonder yağ nekrozu ve lokal büyüme faktörlerinin salınımı suçlanan diğer faktörlerdir. Bizim hastamızda bu bölgeye daha önceden travma öyküsü yoktu. Klinik ve histolojik bulgularına göre; basit lipom, fibrolipom, atipik lipom, pleomorfik lipom, miksoid lipom, nonvasküler infiltran lipom, iğsi hücreli lipom, anjiyolipom, anjiyomyolipom, miyelolipom, lipoblastomozis ve hibernomlar olmak üzere sınıflandırılabilir [10,11]. İnfiltran lipomlarda intermusküler ve intramusküler (İL) lipomlar olmak üzere 2 alt gruba ayrılır. İnfiltran lipomlar kas fibrilleri bitişiğindeki adipöz dokudan kaynaklanır intermusküler septalar boyunca geçerek çevre dokulara infiltre olurlar. [xii] Histolojik olarak benign lipom ile iyi differansiye liposarkom ayrımı kimi zaman güç olabilir [9]. Hatta bazı nüks lipom vakalarının ilk preperatları incelendiğinde iyi diferansiye liposarkom oldukları görülmüştür.[xiii] Hiperlipidemi de son zamanlarda ilgi konusu olup, literatürde hiperlipidemiyle birlikte olan lipom olgularında hiperlipidemi tedavisiyle lipom boyutlarında anlamlı küçülmenin olduğu vurgulanmaktadır [14]. Bizim hastamızda hiperlipidemi veya herhangi bir ilaç kullanımı yoktu. Ultrasonografi, BT ve MRI inceleme gibi kesitsel görüntüleme yöntemleri tanı ve ayırıcı tanı aşamasında önemli katkılar sağlamaktadır. Basit lipomlar BT’ de tipik olarak hipointens düzgün kapsüllü ve internal septasyonlu olarak görülür. MR incelemede ise; T1 incelemede hiperintens, T2 incelemede ise izointens şekilde görülür. MR inceleme çevre doku infiltrasyonunu göstermede daha sensitiftir [7] Lipomların yağ içerikli olmayan lezyonlardan ayrımında, ultrasonografide tipik homojen, hiperekojen görünümü ve MRG’de yağ baskılı sekanslarda sinyal kaybına uğraması önemli tanısal ipuçlarıdır. Bizim hastamızın da preop MRI, tomografi ve ultrason raporları bening olma ihtimali yüksek lipom olarak raporlanmıştı. Malignite kuşkusu oluşturan bölgelere yönelik olarak uygulanan İİAB ile hem tanı sağlanmış hem de agresif cerrahi tedaviden kaçınılmış olunacaktır [15-17]. Lipomların ana tedavisi cerrahi eksizyondur. Fonksiyonel veya kozmetik nedenlerle eksize edilebilirler [18]. Birçok anatomik lokasyonda bulunabileceği için bu hastalar ameliyat edilirken bilgilendirilmiş onam formlarının titizlikle alınmasını ve cerrahi planlamanın doğru olarak yapılması önerilir. Basit lipomlar çevre musküler ve vasküler yapılardan iyi bir planla diseke olurlar ve sıklıkla internal septasyonlar gösterirler. Tam olarak çıkarılan lipomlarda nüks görülmezken, iyi diferansiye liposarkomlarda tipik olarak birkaç kez nüks izlenebilir [14]. Ayrıca lipomların iyi differansiye liposarkomlardan ayırt edilmesi oldukça önemlidir. Sonuç Dev servikal lipom literatürde nadir görülen bening bir tümördür. Lipomlar çoğunlukla bening olmalarına rağmen vakamızda olduğu gibi dev lipomlar OSAS, dispne, sinir parezileri oluşturabilir. Tedavi marjinal eksizyon olup öncesinde görüntüleme yöntemleri ve İİAB değerlendirilmeli ve anatomik yapılara dikkat edilerek sonlandırılmalıdır. References
|
|||||||||
Keywords : servikal lipoma |
|