|
|||||||||||||||||||
Turkish abstractGlandüler odontojenik kist (sialoodontojenik kist) çenelerin nadir görülen kistlerindendir. Sıklıkla yavaş büyüyen, ağrısız, radyografta radyolüsent görüntü veren bir lezyon olarak bilinmektedir. 4 ve 5. dekatlarda ki bireylerde daha sık ortaya çıkmakla birlikte, erkeklerde görülme sıklığı kadınlardan biraz daha fazladır. Klinik olarak tüm çenelerde görülebilirken mandibulada görülme sıklıkları daha fazladır. Uniloküler veya multiloküler olabilen glandüler odontojenik kist, genelde iyi sınırlı izlendiği gibi, sınırları belirsiz de olabilir. Rapor ettiğimiz bu olguda 30 yaşındaki kadın hastadan alınan panoramik radyografide, sol maksiller posterior bölgede maksiller sinüsü tamamen kaplayan sınırları düzenli ve radyoopak, içi homojen radyolüsent görüntü veren patolojik kitle izlendi. Klinik muayenede, bölgede şişlik ve ekspansiyon izlenmiştir. Radiküler kist ön tanısı ile kitle enükle edildi. Histopatolojik inceleme sonucunda lezyon, glandüler odontojenik kist olarak tanımlanmıştır.IntroductionGlandüler odontojenik kist (sialoodontojenik kist) çenelerin nadir görülen kistleri arasındadır. Görülme sıklığı %0.012-1.3 olarak bildirilmiştir.[1] Glandüler odontojenik kist (GOK), ilk kez 1988 yılında Gardner ve ark.[2] tarafından, çenelerin gelişimsel kisti olarak rapor edilmiştir. GOK önce “sialoodontojenik kist” olarak adlandırılmış, fakat kistin tükürük bezinden kaynaklandığına dair yeterli bilgi olmadığından, Gardner ve ark. tarafından, bu isim, “glandüler odontojenik kist” olarak değiştirilmiştir.[3]Günümüzde de Dünya Sağlık Örgütü(DSÖ) bu patolojiyi glandüler odontojenik kist olarak kabul etmiştir. Glandüler odontojenik kist klinik olarak, yavaş büyüme özelliğine sahip olup sıklıkla semptom vermezler. 4 ve 5. dekatlarda ki bireylerde daha sık ortaya çıkmakla birlikte, erkeklerde görülme sıklığı kadınlardan biraz daha fazladır.[4] Klinik olarak tüm çenelerde görülebilirken mandibulada (%70) görülme oranları daha yüksektir. Radyografta unioluküler veya multiloküler radyopak sınırları sahip içerisi homojen radyolüsent şeklinde görüntü verirler.[5] [ ]Klinik ve mikroskobik olarak birçok patolojik kitleyle benzerlik gösterdiklerinden teşhisleri oldukça zordur. Sıklıkla lateral periodontal kist, dentigeröz kist, radiküler kist ve mukoepidermoid karsinom ile benzerlik gösterirler.[5] Yüksek rekürrens oranına sahip olduklarından uzun dönem klinik ve radyolojik takipleri oldukça önemlidir. Bu olgu raporunda sol maxilla posteriorda lokalize maksiller sinüsü kaplayan glandüler odontojenik kistin teşhis ve tedavisi sunulmaktadır. Case Report30 yaşındaki kadın hasta, sol maksiller posterior bölgede ağrı ve şişlik şikâyeti ile kliniğimize başvurdu. Hasta sistemik olarak sağlık olup düzenli kullandığı herhangi bir ilaç bulunmamaktadır. Rutin klinik ve radyolojik muayenede muayenesinde; sol maksiller ikinci premolar,sol mandibular ikinci premolar ve sağ mandibular bir ve ikinci molar dişlerinde çürük izlendi.Bunlar dışında sol maksiller birinci molar dişinin kanal tedavisinin eksik yapıldığı, ikinci molar dişte ise köklere kadar ilerlemiş derin diş çürüğü görüldü.(Resim 1) Ekstaoral muayenede sol maksiller posterior bölgede oluşan ekspansiyona bağlı fasiyal asimetri görüldü.
Hastadan alınan panoramik radyografide, sol maksiller posterior bölgede bir ve ikinci molarların apeksinde düzenli sklerotik sınırları olan, içi homojen radyolüsent görüntü veren bir alan izlendi (Şekil 1). Klinik muayenede; palpasyonda ağrı, şişlik, ekpansiyon, vestibül sulkusta sığlaşma vardı. Mukoza normal renginde ve sağlıklı idi. Ön tanı amacıyla ince iğne aspirasyon biyopsisi yapıldı. Aspirasyon sırasında enfekte kistik sıvı gelmesi kitlenin kistik bir patoloji olduğunu doğruladı.(Şekil 2)
Kitle sınırlarının ve komşu anatomik yapıları ile ilişkisinin detaylı incelenmesi amacıyla hastadan konik ışınlı bilgisayarlı tomografi (CBCT) alındı. Tomografik kesitlerde sol maksilla posterior bölgede radyolüsent görüntü veren, maksiller sinüsü tamamen kaplayan, bukkal korteksi inceltip belirgin ekspansif büyüme gösteren patolojik kitle izlendi.(Şekil 3,4) Hasta sol maksiller birinci molar ve birinci premolar dişinin kanal tedavisinin yapılması için Endodonti kliniğine yönlendirildi. Hastadan bilgilendirilmiş onam alındıktan sonra lokal anestezi altında radiküler kist ön tanılı patolojik kitlenin enükleasyonu için ameliyata alındı.
Lokal anestezi (Ultracain D-S forte ampul 2ml) enjeksiyonundan sonra ilk olarak sol maksiller ikinci molar dişin çekimi yapıldı. Ardından insizyon yapılarak mukoperiosteal flep kaldırıldı. Bukkal kemikte incelme ve perforasyonlar mevcut idi. Kalın epitelyal kapsülü bulunan kitleye ulaşılarak tümüyle enükle edildi.(Şekil 5)
Kist boşluğunun irrigasyonu yapılıp bölgeye postoperatif enfeksiyonu önlemek amacıyla %0,2’lik Nitrofurazon emdirilmiş ekstrafor yerleştirildi. Yara bölgesi 3/0 ipek süturler ile primer kapatıldı.(Şekil 6)
Hastaya postoperatif antibiyotik, analjezik ve ağız gargarası reçete edildi. Hastanın 3.gün kontrolünde ekstrafor yara bölgesinden çıkarıldı. 8. gün süturları alınan hastada postoperatif olarak iyileşmede problem izlenmedi. (Şekil 7) Postoperatif üçüncü ayda alınan panoramik radyografide yeni kemik oluşumu başladığı izlendi.(Şekil 8) Hastanın posoperatif takipleri devam etmektedir.
En büyüğü 6*2*0,1, en küçüğü 0,3*0,1*0,1 boyutlarında gri-pembe renkte olan toplam 6 doku parçası histopatolojik inceleme için Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı’na gönderildi.(Şekil 9) Histopatolojik incelemede, kist epitelinin iç yüzeyinin nonkeratinize çok katlı skuamoz epitel ile döşeli olduğu görüldü. Bunun yanında yer yer glandüler ve goblet hücreleri izlenmiş olan kitleye glandüler odontojenik kist tanısı konuldu.
DiscussionGlandüler odontojenik kist (sialoodontojenik kist) çenelerin nadir görülen kistlerinden birisidir. Görülme sıklığı %0.012-1.3 olarak rapor bildirilmiştir.[1] 4 ve 5. Dekatlarda daha sık ortaya çıkmakla birlikte, erkeklerde görülme sıklığı kadınlardan biraz daha fazladır.[4] Mandibulada görülme sıklıkları maksillaya oranla daha yüksektir. Radyolojik olarak uniloküler veya multiloküler sıklıkla iyi sınırlı radyolusent görüntü verirler. Burada sunduğumuz olguda, iyi sınırlı ve uniloküler radyolüsent izlenen büyük boyutta glandüler odontojenik kist vakası idi. Uniloküler radyolüsent görüntü veren kitleler sıklıkla periapikal kist, lateral periodontal kist,dentigeröz kist ve keratokistler ile karışabilmektedir.[6] Bizim olgumuzda radyolojik ve klinik bulgular ışığında radiküler kist ön tanısı koyulmuştur. Literatürde olguların çoğunda (%67) ekspansiyon ile birlikte, kortikal kemikte incelme, erozyon veya perforasyon görülmüştür.[7] [ ]Bununla birlikte ekspansiyonun görülmediği olgular da rapor edilmiştir.[8] Bu olgu sunumunda klinik muayenede kortikal kemikte ekspansiyon vardı. Bununla birlikte operasyon sırasında kemikte yer yer incelme ve perforasyonlar olduğu izlenmiştir. GOK’nin boyutları 0,5-12 cm arasında değişebilir.[5] Boyutunun, agresifliği ve nüks eğilimi ile ilişkili olduğu bulunmuştur.[9] GOK’nin histolojik özellikleri Gardner ve ark. tarafından, “değişen kalınlıklarda, sıralı skuamoz yassı epitelle döşeli, düz bir ara yüz ve yüzeyel küboidal eozinofilik hücreler” şeklinde tanımlanmıştır.[2] Bazen yüzeyinde silia şeklinde papiller konfigürasyonla birlikte görülen GOK, bazı olgularda epitel içinde müsikarmin pozitif materyal gölcükleri ve yüzeyel katmanlarda müköz hücrelerle de görülebilir. GOK’nin ayırıcı tanısında dentigeröz kist, müköz metaplazi gösteren radiküler kist, “botryoid” kist, lateral periodontal kist ve düşük dereceli mukoepidermoid karsinom değerlendirilmelidir.[10] Magnusson ve ark.[11] rapor ettikleri bir çalışmada düşük dereceli santral mukoepidermoid karsinomanın ayırıcı tanısında en önemli patolojinin glandüler odontojenik kist olduğunu bildirmişlerdir. Waldron ve ark.[12] ise bu birbirine benzeyen iki patolojinin arasındaki histolojik farklılığı epitelyum proliferasyonun derecesi olarak bildirmişlerdir. Glandüler odontojenik kistin cerrahi tedavisi hakkında farklı görüşler mevcuttur. Hussan ve ark.[13] bu patolojilerin tedavisinde lokal blok eksizyon ve primer rekonstrüksiyon gerekliliği rapor etmiştir.Bunun yanında çoğu araştırmacı glandüler odontojenik kistlerin tedavisinde enükleasyon ve küretajın yeterli olduğunu ancak nüks riski açısından uzun dönem takibin gerekliliğini savunmuşlardır. Koppang ve ark.[14] [ ]nüks oranını %21 olarak bildirmiştir. Nüks oranının yüksek olmasından dolayı araştırmacılar takip süresinin en az beş yıl gerekli olduğunu bildirmişlerdir. Bizde kendi olgumuzda tedavi seçeneği olarak enükleasyon ve küretaj tedavisini uyguladık. Kısa dönem takipte iyileşmede problem gözlenmedi. Rekürrens açısından uzun dönem takipler devam etmektedir. Sonuç olarak glandüler odontojenik kistler nadir görülen patolojiler olmasına rağmen birçok patolojik kitle ile klinik ve radyolojik benzerliklerinden dolayı ayırıcı tanıda her zaman göz önünde bulundurulması gereklidir. Dikkatli klinik ve radyolojik muayenenin yanında doğru histopatolojik değerlendirme ve uzun dönem takip bu patolojiler için oldukça önemlidir. References
Presented atBu çalışma, 6-8 Kasım 2019 tarihinde 3rd International Health Sciences Conference (IHSC 2019) ‘ da sözlü bildiri olarak sunulmuştur. |
|||||||||||||||||||
Keywords : Odontojenik kist , Maxiller sinüs , Oral patoloji |
|