|
|||||||||||||||||||||||
Turkish abstractBaş ve boyunda izlenen yabancı cisimler şekil, boyut ve bileşim bakımından büyükfarklılıklar gösterirler. Basit bir müdahale ile çıkarılabilecek yabancı cisimler veya acil cerrahi müdahale ile çıkarılması gereken yabancı cisimler karşımıza çıkabilir. Biz bu vakada infraorbital bölgeden girerek, maksiller sinüs tavanı, nazofarenks, orofarenks ve hipofarenksi geçerek boyuna ulaşan yabancı cisim vakasını bildirdik. Hastaya maksillofasiyal ve boyun bilgisayarlı tomografi görüntülemesi yapıldı ve vasküler yapılarda hasar olmadığı görüldü. Hastanın genel anestezi altında yabancı cismi çıkarılarak orbita tabanı septal kartilaj ile rekonstrükte edildi. IntroductionKulak burun boğaz uzmanlarına kulak, burun veya boğazda bulunan yabancı cisimler sıklıkla danışılmaktadır [1]. Yabancı cisimler şekil, boyut ve bileşim bakımından büyük farklılıklar gösterirler. Bu yabancı cisimler hastalarda asemptomatikten, yaşamı tehdit edebilecek boyutta semptomlara neden olabilirler [2]. Baş ve boyun, vasküler ve sinir yapılarını, solunum ve sindirim sistemini, ayrıca işitsel ve görsel sistemler dahil olmak üzere hassas organ sistemlerini içeren karmaşık anatomik bölgedir. Baş ve boyun, özellikle de yüz genellikle dış ortama maruz kalır. Bu nedenle, bu bölgelerdeki yaralanmalar yaygındır ve diğer [genellikle giysili] vücut bölgelerine kıyasla daha yüksek bir yabancı cisim kontaminasyonu riski taşır. Ahşap, metal ve cam en yaygın olarak karşılaşılan yabancı cisimlerdir [3]. Yabancı cisim deri, orbita, ağız, burun veya dış kulak yolundan baş ve boyuna girebilir. Orbita ve paranazal sinüslerden, baş ve boyundaki derin boşluklara ulaşabilirler. Literatürde yabancı cisimleri içeren çok çeşitli kazara, iyatrojenik veya saldırıyla ilgili olaylar bildirilmiştir [4-7]. Case Report31 yaşında erkek hasta tuvalet temizliği sırasında hapşırma sonrası dengesini kaybetmiş ve tuvalet fırçası üzerine düşmüş. Hasta Fırat Üniversitesi Hastanesi Acil servisine getirilmiş. Kulak burun boğaz bölümüne konsültasyonu yapılan hastanın ilk değerlendirilmesinde bilinci açık, oryante ve hemodinamik olarak stabildi. Hastanın sağ göz altından fırça sapının girerek, nazofarenksten orofarenkse doğru ilerlediği ve hipofarenks mukozasını ve konstriktör kası geçerek boyun sol taraftan cilt altına ilerlediği görüldü(Şekil 1).
Hasta, anlık acil olarak operasyona alındı. Öncelikle fırçanın başına steril naylon geçirildi. Hasta entübe edilerek hava yolu güvenliği sağlandı. Laringoskop ile bakıldığında fırça sapının sol hipofarenks girişi görüldü. Aspiratör ile giriş deliği irrite edilerek aktif kanama odağı olmadığı görüldü. Daha sonra fırça yavaşça geri çekildi. Bu sırada boyunda büyük vasküler yapı hasarı olabileceğinden boyundan yaklaşım için bir ekip hazır bekledi. Hipofarenksten, orofarenskten ve nazofarenksten fırça sapı çıkarıldı. Orbita tabanının destrükte olduğu görüldü. Göz hasarı oluşmaması için fırça sapı kontrollü bir şekilde çevre yapılarla ilişkisi azaltılarak tamamen çıkarıldı. Hipofarenksteki defekt sütüre edildi. Göz hekimi tarafından acil olarak hasta değerlendirildi ve acil müdahale düşünülmedi. Orbita tabanındaki defekt için septumdan septal kartilaj alındı ve orbita tabanına konuldu. Yabancı cismin infraorbital bölge giriş deliği sütüre edildi. Hastanın 6. ay kontrolünde yukarı bakışta diplopi şikayetinin azaldığı görüldü. 2.yıl kontrolünde ise bu şikayetinin olmadığı görüldü. DiscussionGörüntüleme modaliteleri ve cerrahi yöntemlerdeki gelişmelere rağmen, yabancı cisimlerin hayati yapılara potansiyel yakınlıkları ve bu yabancı cisimlere erişimdeki zorluklar nedeniyle, yabancı cisimlerin tutulduğu baş ve boyundaki penetran yaralanmaları yönetmek potansiyel olarak zordur. İlk değerlendirme her zaman Petrone ve arkadaşlarının "zor belirtiler" olarak adlandırdıkları ve acil cerrahi müdahale gerektiren damar sistemi veya solunum-sindirim yapıları ile ilgili değerlendirmeyi içermelidir. Hemodinamik instabilite ve acil boyun eksplorasyonu endikasyonları ekarte edildikten sonra, disfaji, hemoptizi, subkutan veya mediastinal amfizem veya fokal nörolojik defisitler dahil olmak üzere boyun yaralanmasının diğer belirtilerini incelemek zorunludur [8]. Vakamızda öncelikle entübasyon yapılarak havayolu sağlama alındıktan sonra operasyon sırasında endoskopik muayenede aktif kanama olmaması nedeniyle kontrollü bir şekilde yabancı cisim önce hipofarenksten sonra ise nazofarenks ve maksiller sinüsten çıkarıldı. Yabancı cismin tam yerinin tespiti, komplikasyonsuz çıkarma için esastır. Hem bilgisayarlı tomografi hem de magnetik rezonans görüntüleme yöntemleri, boynun yumuşak dokularında yabancı bir cismin varlığını saptamak için yararlı teknikler olarak tanımlanmıştır [9]. Biz bu vakamızda operasyon öncesi yapılan bilgisayarlı tomografide vasküler yapılarda herhangi bir hasar tespit etmedik ve bunun üzerine yabancı cismin seyrini takip ederek cerrahi yaklaşımı planladık. Bu vakada olduğu gibi yapılan görüntülemeler değerlendirilip önemli vasküler yapıların zarar görmediğinden emin olunduğunda yabancı cisim güvenli bir şekilde çıkarılabilir. Objenin tipi, boyutu ve hayati yapılara anatomik yakınlığı, cerrahi sırasında yabancı cisim çıkarılmasındaki olası komplikasyonları belirler. Hayati organlara komşu olan yabancı cisimler masif kanamaya, hava yolu obstrüksiyonuna ve boğulmaya neden olabilirler. Baş ve boyun vasküler yapılardan zengin bölgelerdir. Tutulan yabancı cisimler cilt ve fasya düzlemi çevresinde, vasküler yapılarda hasarla bazı komplikasyonlara neden olabilirler [10]. Masif kanama, doku hematomu, yer değiştirmiş dokunun sıkışması, solunum yolları sekresyonların salgılanması ve diğer komplikasyonlar şok oluşumuna neden olabilir [11]. Boyun yaralanmalarında, II. ve III. bölgeler en sık etkilenen boyun bölgeleridir. Bu bölgedeki yaralanmalar hayati yapıların bulunması nedeni ile yönetimi zor olan yaralanmalardır. Potansiyel yaralanmalar arasında karotis arter, vertebral arter, juguler ven, özefagus, larinks, trakea, tiroid bezi, torasik duktus ve bu bölgede bulunan çeşitli sinirlerin yaralanmaları yer almaktadır [12]. Olgumuzda yabanci cisim sağ infraorbital alandan giriş yapmakla birlikte, sol hipofarinksten boyun sol III. bölgeye doğru ilerlemesine rağmen herhangi bir vasküler veya diğer organ yaralanmasına neden olmamıştı. Penetran boyun yaralanması olan hastaların kliniği hızla kötüleşebilir. Bu hastalar en yakın travma merkezine nakledilmelidir. Penetre olan yabancı cisimler sahada kaldırılmamalıdır. Penetran boyun travmasının tedavisine sistematik bir yaklaşım kritik öneme sahiptir. İlk değerlendirme ileri travma yaşam desteği ilkelerine uygun olarak resüsitasyonu içerir [13,14]. Başlangıçta solunum-sindirim sisteminde [oral, faringeal, laringeal veya trakeal] hasar olup olmadığına dair dikkatli bir klinik muayene yapılmalıdır [15]. Büyük travma merkezlerinde yapılan çeşitli çalışmalar hava yolu tehdit altında ancak anatomik yapılar korunuyorsa, hızlı sıralı entübasyonun yapılmasını önermişlerdir [16]. Trakeotomi endikasyonları arasında masif üst hava yolu distorsiyonu, masif orta yüz travması ve ağır kanama, ödem veya anatomik bozulma nedeniyle glottisin görüntülenememesi yer alır [17]. Penetran boyun yaralanmasından kaynaklanan bir damar yaralanmasından şüpheleniliyorsa, bir damar cerrahından konsültasyon istenmelidir. Alt boyun bölge yaralanmaları ayrıca bir kardiyotorasik cerrahın müdahalesini de gerektirebilir; çünkü tedavi, damar yapılarına proksimal erişim sağlamak için sternotomi veya torakotomi gerektirebilir [13]. Boyun eksplorasyonu sırasında ana veya internal karotid arter yaralanması tespit edildiğinde, literatürdeki fikir birliği, arter onarımının hasta sonuçlarının arter ligasyonundan daha üstün olduğunu ileri sürmektedir. Karotis arter onarımda farklı yöntemler mevcuttur ve genellikle yaralanmanın yeri ve boyutuna bağlıdır. En yaygın iki teknik, 6-0 polipropilen sütür ile transvers arteriorafi ve 6-0 polipropilen sütür ile ven veya ince duvarlı politetrafloroetilen [PTFE] yama anjiyoplastisini içerir [18]. İzole juguler venöz yaralanmalar genellikle zararsızdır, çünkü düşük basınçlı venöz sistem genellikle majör kanama olmadan tamponlanır veya oklüze olur [19]. Yüz travmaları, orbita bölgesine yabancı cisimlerin girmesine neden olabilir [20]. Tutulan bu yabancı cisimlerin çoğu, fonksiyonel bozukluklara, enfeksiyona, ağrıya, göz hareket kısıtlılığına, görme azalmasına veya körlüğe yol açabilir [21,22]. Orbita delici travmaları, inferior rektus kası yırtılmasına neden olabilir [23]. Bu hastalarda genellikle ekstraoküler kas fonksiyonunda bozulma görülür ve fizik muaynede inferior rektus kas yırtılmasına bağlı yukarı bakışta kısıtlılık saptanabilir [24]. Vakamızda yabancı cisim orbita tabanından maksiller sinüse doğru ilerlediği görüldü. Yabancı cismin orbita tabanına yapmış olduğu hasardan dolayı septal kartilaj alınarak tekrar rekonstrüksiyonu yapıldı. Hasta operasyon sırasında göz hekimleri tarafından değerlendirilerek önerilerde bulunuldu. Hastanın 6. ay kontrolünde yukarı bakışta diplopi şikayetinin azaldığı ve 2.yıl kontrolünde ise bu şikayetinin olmadığı görüldü. Bu olguda ilginç olan yabancı cismin plastik yapıda ve giriş kısmının keskin olmamasına rağmen, baş ve boyunda uzun bir yol katederek bir çok anatomik yapıda travmaya sebep olmakla birlikte, hayatı tehtid edebilecek veya yaşam kalitesini etkileyebilecek bir komplikasyona yol açmamasıydı. ConclusionSonuç olarak, gömülü yabancı cisimlerin çıkarılması için cerrahi yaklaşıma karar vermede ameliyat öncesi görüntüleme çok önemlidir. Özellikle yabancı cisim ile büyük vasküler yapıların ilişkisini değerlendirmek gerekir. Operasyon sırasında endoskop kullanılması ise cerrahi güvenliği artırarak komplikasyon riskini azaltır.
References
|
|||||||||||||||||||||||
Keywords : baş ve boyun , yabancı cisim |
|